Ickabog, J.K. Rowling’in on yılı aşkın bir süre önce kendi çocukları küçükken onlara uyku zamanı anlatmak için kaleme aldığı özgün bir masaldır. Yazdığı hikâye hoşuna gitmesine karşın J.K. Rowling yıllar içinde bunun sadece kendi çocuklarına özel bir metin olarak kalması gerektiğini düşünmüştür. Şimdiyse ailesinin çok sevdiği bu hikâyeyi Covid-19 pandemisi sırasında evlerinde kalan çocukları, anne babaları ve çocuklarla ilgilenen herkesi eğlendirmesi için paylaşmaya karar verdi.

Sesli okunmak için yazılan Ickabog hayali bir ülkede geçmektedir. Yazarın diğer çalışmalarıyla hiçbir bağı olmayan tek bir hikâyedir ama J.K. Rowling’in metinlerinde sık sık işlenen temaları da içermektedir.

Ickabog önümüzdeki yedi hafta boyunca hafta içi her gün ücretsiz olarak birkaç bölüm (iki ya da üç bölüm) halinde bu internet sitesi üzerinden yayımlanacaktır. Bu sürecin en eğlenceli yanı da çocukların Yapı Kredi Yayınları için Ickabog’u resimleyebilecek olmalarıdır. Her gün yayımlanan yeni bölümlerle birlikte çocukların çizebilecekleri üzerine önerilerde de bulunacağız. Anne babalar ve velilerin çocuklarının çizdiği resimleri resmî yarışmaya göndermelerini destekliyoruz. Seçilen resimler bu yıl yayımlanması öngörülen basılı kitapta yer alacaktır.

Kitap Aralık ayında yayımlandığında, J.K. Rowling kitabın satışından elde edeceği teliflerin tamamını İngiltere ve dünyada pandemiden zarar gören kişilere yardım eden projelere bağışlayacaktır.

Hikâye

J.K. Rowling’den sımsıcak, sürükleyici ve eğlenceli bir peri masalı... Etrafına dehşet saçan bir canavar ve her şeye rağmen umudunu asla kaybetmemek üzerine müthiş bir macera.

Bir zamanlar Cornucopia Krallığı dünyanın en mutlu yeriydi. Bir sürü altını, hayal edebileceğiniz en zarif bıyıklara sahip bir kralı ve yediğinde insanı mutluluktan dans ettirecek kadar nefis yiyecekler sunan kasapları, pastacıları ve peynircileri vardı.

Her şey mükemmeldi – tabii efsaneye göre korkunç canavar Ickabog’a ev sahipliği yapan Kuzey’deki çamurlu ve sisli Bataklık Diyarı dışında. Ickabog’un çocukları terbiye etmek için onları korkutmak amacıyla anlatılan bir efsaneden başka bir şey olmadığını aklı başındaki herkes bilirdi. Fakat efsanelerin tuhaf bir yanı vardır, bazen kendi kendilerine can bulurlar.

Bir efsane çok sevilen bir kralı tahtından edebilir mi? Bir zamanlar refah içindeki bir ülkeye diz çöktürebilir mi? Peki bir efsane iki cesur çocuğu hiç istemedikleri, hatta akıllarının ucundan dahi geçmeyen bir maceraya sürükleyebilir mi?